Abdulkadir Molla’nın idamı üzerine

Idam cezası ile ilgili fikrimi yıllar önce yazmıştım. O yazıdaki argümanlarım hala geçerli.

Dün Bangladeş’te idam edilen Abdulkadir Molla, bugün sosyal medyada her ne hikmetse büyük bir yaygara koparmış durumda.

2 ay önce Bangladeş’te 1971’de ne oldu diye sorsan “ney?” diyecek binlerce kişi, bugün Molla için göz yaşı döküyor.

“Algı, gerçekliktir” sözünü boşuna söylememişler. Birileri Molla ile ilgili öyle bir algı yarattı ki, kimse adamın neyle suçlandığını bilmeden, dahası “acaba doğru olabilir mi suçlamalar” demeden “vay şehidim uy şehidim” diye ağıtlar diziyorlar.

Size kısaca yazayım Molla’nın neyle suçlandığını :

24 Nisan 1971’de Mirpur’da bir köy baskını yaparak köydeki 344 Bengalli’nin katli.

26 Mart 1971’de Hazrat Ali Laskar isimli Bengal asıllı terzi ve ailesinin öldürülmesi.
Adam ve hamile karısı silahla öldürüldü, 11 yaşlarındaki 2 kızı önce 12 asker tarafından tecavüze uğradı ve öldürüldü. 2 yaşındaki oğlu defalarca yere çarpılarak öldürüldü.
Şair Meherunnesa’nın (kafası kesilerek), iki erkek kardeşi ve annelerinin öldürülmesi. Meherunnesa’nın kesilmiş kafası tavan vantilatörüne asılı bırakıldı.

Suçlamaların tam metnini şuradan görebilirsiniz.

Özetle dün idam edilen kişi, fikirleri ya da inancı sebebiyle değil, acımasız katliamları sebebiyle idam edilmiştir.

İdam sonrasında olayı Türk halkından daha iyi bildiğini düşündüğüm Bangladeşliler sokaklara dökülerek kutlamalar yaptılar. 

Bunu bizde Apo’nun idam edilmesi sonrasında yaşanacaklara benzetiyorum. PKK vs gibi örgütler yaygara yapacaklar, mazlumu oynayacaklar, ama çocukları, arkadaşları PKK’ya kurban giden aileler ve bu acıyı yaşayan insanlar sokaklara dökülecektir kutlama yapmak için.

Türkiye’nin dünyadan bihaber yobazları yeni “R4bia”larını bulmuşa benziyor.

Leave a comment