Eski Ahit’ten garip hikayeler – Adem, Havva, meyveler ve konuşan yılan

Bu da yine Eski Ahit’ten dikkatli okunduğunda çok garip olan bir hikaye. Bir çoğunuzun muhtemelen bildiği bir hikaye olsa da, tekrar bir gözden geçirmekte fayda var.

Yaratılış 2

15 RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem’i oraya koydu.

  16 Ve ona, “Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin” diye buyurdu,

  17 “Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.”

Yani Tanrı diyor ki – “bu ağacın meyvesinden yersen, iyi ve kötüyü bileceksin ama bunu yediğin gün öleceksin, ona göre”.

Devam edelim:

Yaratılış 3

RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, “Tanrı gerçekten, ‘Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi?” diye sordu.
  2 Kadın, “Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz” diye yanıtladı,

  3 “Ama Tanrı, ‘Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz’ dedi.”

  4 Yılan, “Kesinlikle ölmezsiniz” dedi,

  5 “Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.”

 Yılan Havva’ya doğruyu söylüyor, meyveyi yerseniz iyiyi kötüyü bileceksiniz. Ayrıca ölmeyeceklerini de söylüyor. Bakalım bundan sonra ne oluyor?

 6 Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi. Kocası da yedi.

  7 İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

Evet yılanın söylediklerinin birincisi doğru çıktı. Meyveyi yedikten sonra iyi ve kötüyü ayırabilmeye başladılar.

8 Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı’nın sesini duydular. O’ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

  9 RAB Tanrı Adem’e, “Nerdesin?” diye seslendi.

 İnanılması güç ama Tanrı Adem’in nerede olduğunu bilmiyor ve ona sesleniyor “neredesin?”.

Sonraki ayetlerde Adem nasıl meyveyi yediğini anlatıyor ve Tanrı da Adem-Havva’yı Aden bahçesinden (Cennet) kovuyor. Peki yılanın söylediği ikinci şey neydi? “Meyveyi yeseniz de ölmezsiniz”. Bakalım Adem ne kadar yaşamış, Yaratılış 5:5′ten

 5 Adem toplam dokuz yüz otuz yıl yaşadıktan sonra öldü.

Yani Tanrı bu meyve-ölüm meselesinde 2 kere yalan söylemiş oluyor. Şeytan-yılan ise doğru söylemiş oluyor. Tanrı’nın her şeyi bilen varlık olması sebebiyle zaten olayların bu şekilde gelişeceğini biliyor olması konusuna değinmiyorum bile.

Bu masal da aslında temelde bir “ne kadar saçma görünürse görünsün Tanrı’nın (ya da Tanrı’nın sözünü aktardığını iddia eden uyanık insanların) sözünden çıkmayın, ona itaat edin yoksa sonunuz iyi değil” temasına sahip. Ancak sanıyorum bronz çağında yaşayan yazarlar kimsenin “ya bir dakika bu pek mantıklı gelmiyor?!” şeklinde bir muhalefetle gelip çok uzun yaşamayacağını düşündüklerinden bu hikayeyi bu haliyle Eski Ahit’te bırakmışlar.

Adem hikayesi Kuran’da farklı anlatılıyor. Bir çok detay da hadislerden ve Taberi tarihinden geliyor. Bunlara göre Adem ve Havva yasak meyveyi yemişler ama tövbe edip affedilmişlerdir. Ayrıca Adem yaratıldıktan sona İblis’in isyanı Eski Ahit’te bulunan bir hikaye değildir – ancak günümüzde bir çok Hrıstiyan ve Musevi’nin Kanon İncil’in bir parçası olarak kabul etmedikleri Book of Enoch ya da Enoch’un Kitabı’ında bulunmaktadır. Ama o, elbette başka bir postun konusu.

Eski Ahit’ten garip hikayeler – İlyas ve ayılar

Eski Ahit bir çok garip ve açıkçası akılalmaz hikayeyle dolu. Bazılarını kısa kısa paylaşıyorum.

2. Krallar, 2:23-25

Elişa’yı Alaya Alan Çocuklar

  23 Elişa oradan ayrılıp Beyt-El’e giderken kentin küçük çocukları yola döküldüler. “Defol, defol, kel kafalı!” diyerek onunla alay ettiler.

  24 Elişa arkasına dönüp çocuklara baktı ve RAB’bin adıyla onları lanetledi. Bunun üzerine ormandan çıkan iki dişi ayı çocuklardan kırk ikisini parçaladı.

  25 Elişa oradan Karmel Dağı’na gitti, sonra Samiriye’ye döndü.

 Elişa Kuran’da İlyas adıyla Saffat suresi 123. ayetten itibaren anılan kişiyle aynı kişi. Yani hem Eski Ahit hem de Kuran’da bir peygamber olarak geçen, teoride yüksek ahlaklı olması gereken bir insan.

İlyas Peygamber Sareptalı dul kadının çocuğunu canlandırdıktan sonra.

 

Şimdi bakalım Eski Ahit ne diyor?

40 kadar çocuk, bir peygambere kel dediler ve alay ettiler diye Allah-YHVH-Tanrı iki ayıyı çocukların üstüne gönderip onları parçalatıyor. Peygamber olması gereken kişinin çocuklara lanet etmesine mi yoksa Allah’ın kalkıp bu çocukları ayıya parçalatmasına mı şaşırayım inanın bilemiyorum.

Sanırım bronz çağında kimse “Allah’la ve Peygamberleriyle dalga geçmeye kalkmayın” temasını anlatabilecek daha makul bir masal düşünemedi.

VE günümüzde bile bu olayın gerçekten yaşandığına ve İlyas/Yahveh ikilisinin haklı ve doğru olduğuna inanan insanlar yaşıyor. Sanırım en çok şaşkınlık verici olan da bu.