Antony Flew’un Tanrısı

Madem sık sık “Ateistin pişmanlık dolu itirafı” şeklinde karşımıza çıkacak, o halde bir şeyler yazalım.

Antony Flew, İngiliz felsefe profesörü, 20. yy’ın en önemli Ateistlerinden birisi – idi, ta ki bir kaç sene önce Ateizm’den Deizm’e kaydığını ilan edene kadar.

Kısaca özetlemek gerekirse ;

Antony Flew bilimin DNA’yı ve canlılığın ilk ortaya çıkışını asla ikna edici bir şekilde açıklayamayadığını düşündüğü için bunların arkasında bir ilahi gücün olması gerektiğini düşünüyor. Defalarca ve kesin olarak söylediği bir diğer şey de, bu ilahi gücün İslam’ın ya da Hrıstiyanlığın ya da herhangi bir vahiy’in Tanrı’sı olmadığı. Ölümden sonra yaşam, melekler vs gibi şeylerin de var olduğuna inanmıyor.

Flew, 2004 yılında başlayan ve bir diğer filozof olan Richard Carrier’la olan mektuplaşmasında anlattığı üzere :

Evreni bir tür Tanrı’nın var ettiğini, ancak bu Tanrı’nın insanların kendi aralarındaki meseleleriyle ilgilenmediği ve ölümden sonra herhangi bir kurtuluş ya da ceza hazırlamadığını; aklındaki Tanrı’nın bilinçli bir Tanrı bile olmak zorunda olmadığı, bir “ilk hareket” olduğunu ve bu türden bir Tanrı’nın evrenin niye var olduğunu ve gözlemlediğimiz kompleks yapısının nasıl meydana geldiğini en iyi açıklayan hipotez olduğunu,

düşünüyor.

Flew’ün en çok etkilendiğini söylediği kişi “The Hidden Face of God: How Science Reveals the Ultimate Truth” (Tanrı’nın saklı yüzü: Bilim gerçeği nasıl ortaya çıkarıyor) isimli kitabın yazarı Gerald Schroeder. Fakat Flew, Schroeder’in kitabındaki problemlere değinen eleştirileri okumadığını ve bilimle ilgili son gelişmeleri de takip etmediğini de itiraf ediyor.

Sonra 2005 yılında Flew bir önceki pozisyonunda değişikliğe giderek şöyle söylüyor :

Canlı olmayan maddelerin ne şekilde kendi kendine çoğalabilen ilk canlıya dönüşebileceğini açıklayan makul teoriler olmadığını söylediğimde kendimi nasıl aptal gibi gösterdiğimi şimdi anlıyorum.

Bir diğer itirafı da daha önce çok etkilendiğini söylediği Schroeder’in kendisini yanılttığı.

Carrier, bu noktada Flew’u bir çok insanı ateizme getiren “iddiaların doğruluğunu kontrol etme, şüphe etme” alışkanlığını bırakıp, başka insanların söylediklerini hiç araştırmadan kabul ettiği için eleştiriyor. Bir akademisyen olarak abiyogenez ve DNA ile ilgili güncel teorileri incelemek ve Schroeder’in kitabındaki iddiaların doğruluğunu araştırmak Flew’un sorumluluğu olsa da, Deizm’e kaydığı yıllarda bunu yapmadığını ve bu yüzden de önceki ifadelerini geri çekmek zorunda kaldığını söylüyor.

Ancak Flew’la ilgili eleştiriler burada bitmiyor.

Think dergisinin Sonbahar 2005 sayısında, Flew 9 sayfalık bir makale yayınlayarak neye niye inandığını açıkladığını iddia ediyor. İddia ediyor diyorum, çünkü genel kanı Flew’un ne neye inandığını ne de niye inandığını 9 sayfalık makalede dile getirmemiş olduğu. Fakat makaledeki en ilginç nokta Flew’un derginin 78. sayfasında, şu ifadeye yer vermesi :

“I can here say only that I myself, having read” Victor Stenger’s book Has Science Found God? “cannot but agree with his negative conclusions”
Burada söyleyebileceğim, Victor Stenger’in “Bilim Tanrı’yı buldu mu” isimli kitabındaki negatif çıkarımlarıyla hemfikir olduğum

“I can here say only that I myself, having read” Victor Stenger’s book Has Science Found God? “cannot but agree with his negative conclusions”

Burada söyleyebileceğim, Victor Stenger’in “Bilim Tanrı’yı buldu mu” isimli kitabındaki negatif çıkarımlarıyla hemfikir olduğum.

Stenger’in kitabındaki çıkarım “hayır bilim Tanrı’yı bulmadı” olduğuna göre Flew’un da bilimin Tanrı’yı bulmadığını düşünüyor olması gerek. Ancak buna rağmen neye niye inandığını açık olarak söylemediğinden, bizi Deist fikirlerinde çatlaklar oluştuğunu düşünmeye itiyor. Zira Deist olmasındaki en önemli etken bilimin, canlılığın kökeni ve Evren’deki karmaşık yapıyı açıklayamıyor olması idi.

Flew, 9 sayfalık makalesinde Richard Swinburne‘ın tarif ettiği Teist Tanrı tanımını reddetse de, deizmden ayrıldığını belirtmiyor. Carrier’ın söylemiyle “Flew hakkında hiç bir şey bilmeyen birisi, bu makaleyi okuduğunda onun ateist olduğunu düşünür”.

Daha sonraki yıllarda zaten 85 yılını devirmiş olan filozof’un afazi ve hafıza problemleri olduğu da konuyla ilgilenenlerin dile getirdikleri bir konu. Verdiği demeçler ve yazdıkları arasındaki tutarsızlıklar Flew’un yazdıklarının ne kadarının gerçekten kendi fikirleri ne kadarının yaşlılık, ya da çok yaygara kopartan kitabının ikinci yazarı Varghese olduğuna dair şüpheler mevcut.

Özetle,

  • Flew’un ateizmden vazgeçip Allah’ı bulması diye bir şey yoktur.
  • Flew, güncel bilimsel gelişmelerden habersiz bir şekilde, argumentum ad ignorantiam hatasına düşerek Deizm’i kabul etmiş, daha sonra bilimsel gelişmeler konusunda kendini tekzip etmiştir.
  • Flew’un daha sonra yazdığı makalede, Ateizm’e daha yakın ifadeler bulunmaktadır.
  • Flew, hiç bir zaman teist bir Tanrı’ya inandığını söylememiş ve yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için bunu her fırsatta dile getirmiştir.
  • Flew’un, yaşlılıktan kaynaklanan zihinsel problemler yüzünden sağlıklı düşünemediğine dair işaretler vardır.

Bu yazıyı yazarken bolca faydalandığım kaynak olan, Flew’un Richard Carrier’la olan mektuplaşmasına dair notlar ve Carrier’ın Flew ile ilgili haberleri, makaleleri vs not ettiği uzunca blog yazısını okumak için şuraya tıklayabilirsiniz.

Flew’ın

20 thoughts on “Antony Flew’un Tanrısı

  1. merhaba,çalışmalarınızı ilgiyle izliyorum,

    bilimle mesleğim gereği de haşır neşirim,ancak bilim henüz Tanrıyı saf dışı bırakmadı, benim gözlemim bu. .

    Deizm, hem akılcı hem sağ duyulu bir inanç,Tanrıyı denklemden çıkarttığımız zaman bir çok boşluk peydah oluyorsa,demek ki Tanrı halen var, ta ki o boşlukları bilim bir gün yok edinceye kadar.O boşluklar hiç yok olmaz ise de,Tanrı hep var olacaktır,demektir.

    Kolay gelsin. .

    • @efe, ilginize ve nazik sözlerinize teşekkür ederim.
      Bilimin aydınlatamadığı deliklere niye Tanrı’yı otomatikman yerleştiriyoruz ki? Niye o boşluklara atıyorum akıllı ve üstün bir uzaylı ırkını, ya da Scientologistlerin inandığı gibi trilyonlarca yıl önceki galaktik savaşta yok olmayan varlıkları koymuyoruz?
      Bence ters mantık kuruyorsunuz. Bilimin aydınlatamadığı şey otomatikman tanrıyı ispat eden şey demek değildir. Tanrı bir hipotezdir ve kendi kanıtlarını sunmak zorundadır.
      “Bu nasıl kasti bir güc harici meydana gelmiş bilemiyoruz” demek herhangi bir kanıt değildir.

      • Bulamadığımız noktaları Tanrı ile doldurmuyoruz.Aksine bulduğumuz sonuçlarin bizi tanrıya daha fazla yakinlastirdigini görüyoruz.Örnegin:Bilim su döngüsünü sistematize eden yerde değil, sistemin islerligini sebepleriyle açıklayan taraftadır ;dolasiyla sistemin islerligini kesfetmekle sistemi kurmak farklı şeylerdir.

      • Bilimin aydınlatamadığı yerlere direk Tanrıyı yerleştirmiyoruz,aksine bilimin ortaya çıkardıklarının ancak üst bir akıl tarafından ortaya konulduğunu görünce Tanrıya olan inancımız da artıyor.Bilim sistemleri keşfeden olup sistemi koyan değildir.Dolasıyla sistemi çözen bilim sistemi var eden nedeni ortadan kaldırmamış oluyor.

  2. Merhabalar;

    Bununla ilgili olabilecek bir söz var;

    Ateist “Tanrı yoktur” demez o der ki; “Tanrı derken ne kastettiğini bilmiyorum; tanrı kavramı hakkında bir fikrim yok; tanrı kelimesi bana kesin ve aşikar bir mana vermiyor.

    Buradaki durum da biraz buna benzetilebilir. Bilinçli olmayan bir tanrının, bir formülden ne farkı olduğunu şahsen ben kestiremedim. Dilerseniz hesap makinesine “Hesap Tanrısı” adını verin. Onun çalışma prensipleri ile ilgili, bilim ve mantıkla çakışacak şeyler söylemedikçe (“İçinde dört işlem yapmasını bilen peri kızları var” gibi) bence durum bir sorun teşkil etmeyecektir.

  3. Ateist “Tanrı yoktur” demez o der ki; “Tanrı derken ne kastettiğini bilmiyorum; tanrı kavramı hakkında bir fikrim yok; tanrı kelimesi bana kesin ve aşikar bir mana vermiyor.

    Buradaki durum da biraz buna benzetilebilir. Bilinçli olmayan bir tanrının, bir formülden ne farkı olduğunu şahsen ben kestiremedim. Dilerseniz hesap makinesine “Hesap Tanrısı” adını verin. Onun çalışma prensipleri ile ilgili, bilim ve mantıkla çakışacak şeyler söylemedikçe (”İçinde dört işlem yapmasını bilen peri kızları var” gibi) bence durum bir sorun teşkil etmeyecektir.

    gzel bi yrm bnce

  4. böyle bir filozofun ateizmden deizme geçmesine bir anlam veremedim.kullandığı argünmanların yanlışlığı çoktan kanıtlandı.bunamış olmalı:)

  5. yahu abi daha önce dedim ama herhalde okumadın bir
    parapsikolojiyede el atsan yanlışlarını bulup çürütsen
    çok araştırdım ama senin siten gibi bir yere rastlamadım
    o yüzden başka bakacağım yer yok.boş bi zamanında filan
    yapıverirsin

  6. istediğiniz kadar çabalayın . hodri meydan . bilim bırakın Allah’ı safdışı bırakmayı tam tersi yönde ilerleyecek . yani erkekliğe shit sürmemek için söyleyebilecekleri tek şey şimdiye kadar söyledikleri olacak ” yani tam olarak inanmıyorum ama tüm bunları yapan bir güç var ” …

  7. ahmet… yorumun gibi kendin de salaksin… “shit surmemek” ne? Bok yazamadin mi? Yoksa kutsal kitabinda

    ‘Onlara de ki bok yerine shit yazsinlar. Bunda inanlar icin buyuk hikmet vardir’

    gibi sureler mi var?

  8. incici

    ahahah süpersin 😀
    1:bizden öncekileri görmedin mi?onlar boka shit derlerdi.
    2:olar tanrı tarafından helak olundular.
    3:bok boktur shit demeyin.
    4:şüphesizki o DNA yı çift zincirli yaratan sonra onu sarmal bir yapıya sokandır.
    5:O ki yüce hikmet sahibidir.

    nasıl oldu bak tuttusa söyleyin yaınevine vericem anında kitap yapıcaklar bundan =) milyonları peşinden sürüklcek 😀

  9. 6: gece incir ağacının altına işemeyin.
    7: betonu delen bokun gücü değil, sıçan mümminin azmidir.

    düşünenler için bunlarda hep hikmetler vardır.

    ayriyetten biz çakma rablardan değil, has hakiki yarablardanız.

    tutar bu tutar. online sepetime ekledim bile.

  10. geçin dalganızı geçin son gülen iyi güler siz değilmisiniz ki allahın ayetleriyle dalga geçip sonrada allah kullarını cehennemde yakmak için mi yaratmış diyen. Siz şimdi cehennemde yanmayı hak etmiyormusunuz ? Koskoca Bilim adamına bile sırf deist oldu diye iftira atıyorsunuz dalga geçiyorsunuz bunaklıkla suçluyorsunuz ama alıpta kitabını okumamışsınızdır alın bir okuyun derim. Gerçi kuranda da geçtiği gibi sizin gzünüzün önünde ölüyü diriltseler siz gene büyü yaptılar bize dersiniz küstahlar.

  11. Bir ateist olarak bu yazından utandım.Akli melekeleri bilmem neymiş de aslında ateistmişte bilimden haberdar değilmişte bunları savunan bir ateist aciz dir.Adam yanılmışım tanrı varmış diye kitap yazdı ee 5 sene falan bu konuuu düşünmüştür öyle aaa ağzımdan 1 hafta da çıktı değil yani.Adam bildiğin kişisel tanrıya inanıyo

    • Adam 20.yy ın en büyük ateisti ateizmi ona mı öğretecen adam net bir şekilde tanrıya inanıyo yobazlığa gerek yok.Amk doğruyu niye sindiremiyorsunuz

  12. Flew kitabında Tanrı fikrine giden yolculuğunun tamamen zihinsel muhakemeler neticesinde ortaya çıktığını söylüyor ve bu fikrini güçlendiren nedenin ise DNA’nın ancak üst bir akla ihtiyaç duyacak kadar karmaşık halinin bir sebebi olarak görüyor.Yani insan aklının çözemediği kadar karmaşık olan bir parçanın ancak üst bir aklın eliyle oluşabileceğini düşünüyor.

Leave a comment