Pascal’ın Kumarı – Ya Tanrı varsa?

Fransız matematikçi Blaise Pascal, Tanrı’nın varlığına dair olasılıklar ne kadar az olursa olsun, yanlış tahminde bulunmanın daha da büyük asimetriye sahip bir cezaya sebep olacağını öngörmüştür. “Tanrı’ya inansan iyi olur, çünkü eğer haklıysan ebedi mutluluk seni bekliyor; ancak hatalıysan zaten bir şey farketmeyecek. Diğer taraftan eğer Tanrı’nın var olmadığına inanıyorsan ve hatalıysan o zaman ebedi azap seni bekliyor, ancak haklıysan zaten bir şey farketmeyecek”. Görünürde hangi tarafı seçmemiz gerektiği gayet açık : Tanrı’ya inanmalıyız.

Ancak bu argümanla ilgili temel bir sorun var. Bir şeye inanmak siyaset icabı ya da tedbiren yapılabilecek bir şey değildir. En azından benim özgür irademle karar verip uygulayabileceğim bir şey değil. Camiye gidip namaz kılmaya karar verebilirim. Oda dolusu Kuran’a el basıp içerisinde yazan her şeye inandığımı söylmeye karar verebilirim. Ancak bunların hiç birisi gerçekten inanmıyorsam benim inanmamı sağlayacak şeyler değil. Pascal’ın kumarı, ancak Tanrı’ya inancı taklit etmeye yarayabilen bir argümandır. Ayrıca inandığınız Tanrı’nın her şeyi bilen bir Tanrı olmaması gereklidir zira eğer inanmadığınız halde inanıyormuş gibi yaparsanız Tanrı sizin sahtekarlığınız görecektir.

Blaise Pascal

Blaise Pascal

Peki niye Tanrı’yı en memnun edecek şeyin Tanrı’ya inanmak olduğunu düşünüyoruz? İnanmak niye bu kadar özel? Tanrı’nın şefkati, cömertliği ve mütevaziliği de ödüllendirmesi olası değil mi? Ya eğer Tanrı bir bilim adamı gibi düşünüyorsa ve en yüksek ahlaki değer olarak gerçeği aramayı görüyorsa? Eğer bu evreni tasarlayan Tanrı’nın bilim adamı olması gerekli değil midir? Bertran Russell ölüp de Tanrı’yla karşılaşırsa ne diyeceği sorulduğunda “yeterli kanıt yoktu Tanrım, yeterli kanıt yoktu” diye cevap vermiştir. Tanrı’nın Russell’ın cesur şüpheciliğine Pascal’ın korkak kumarcılığına duyduğundan daha büyük saygı duymayacağı ne malum? Unutmayın, bir iddia’dan bir kumardan sözediyoruz. Siz iddiaya girecek olsaydınız paranızıTanrı’nın dürüst olmayan sahte inanca mı (hatta dürüst inanca da) yoksa son derece dürüst şüpheciliğe mi kıymet vereceğine yatırırdınız?

Daha da ileri gidelim, öldüğünüz zaman karşınıza çıkan Tanrı’nın Allah, Yahveh, ya da İsa-Baba-Kutsal Ruh değil RA ya da Baal olduğunu düşünün. Baal de en az Eski Ahit’teki Tanrı kadar kıskanç olsun. Pascal’ın bu durumda yanlış tanrı yerine hiç bir tanrıya inanmaması daha iyi olmayacak mı? Diğer olası tanrı ve tanrıçaların sayısı aslında olasılıkları tümden değiştirmiyor mu? Pascal muhtemelen bu iddayı söylerken şaka yapıyordu, aynı bizim de iddiayı çürütürken şakayla karışık çürüttüğümüz gibi. Ancak bir çok insan bu iddiayı çok ciddiye alarak Tanrı inancı için bir koz olarak kullanıyor bu sebeple de değinmek yerinde olacaktır.

Richard Dawkins – The God Delusion / Tanrı Yanılgısı 3. Bölüm S 103 ‘ten tercümedir.

78 thoughts on “Pascal’ın Kumarı – Ya Tanrı varsa?

  1. @sani

    Yan çiziyorsun sani. Çok basit bir soruya cevap vermemek için -rica ettiğim halde- binbir dereden su getiriyorsun. Her ikimiz de gayet iyi biliyoruz ki bu soruya verilebilecek cevap ya “evet”tir ya da “hayır”dır.

    Bak senin için hatta sorumda indirime bile gittim. Mükkemmel kavramını sorudan çıkardığımı yazdım. Okumadın mı? Hatırlamıyor musun? Mükemmeli istemiyorsan hiç karıştırma.

    Sen haklıysan zaten çekinmeni gerektirecek birşey yok. Doğrular daima ortaya çıkacaktır. Neden soruma cevap vermekten çekiniyorsun?

    Bu basit soruyu 3. kez yöneltiyorum. LÜTFEN artık cevap ver ki şu tartışmada en azından bir arpa boyu yol alalım:

    Tüm zamanlar için indirildiğine inanılan Kur’an, MS 633 senesinde de geçerli bir kaynak mıydı, değil miydi?

    a) evet öyle idi.
    b) hayır değildi.

    • Avliye nasıl bir savunmadır benim aklım almıyor.
      Kuran diyor ki 1/6 vereceksin,
      avliye ile kişinin aldığı 12/81. Yani 600 lira kalmış olsa kuran 100 lira verin diyorken,
      avliye hesabıyla kişinin aldığı miktar 88.88 lira gibi bir meblağ?

      Avliye Kuran’daki oranların toplamı geçtiği durumlar için Kuran’ın öngördüğü oranları değiştirerek mirası dağıtan bir sistem. Yani Kuran’daki oranlara yaklaştırılmaya çalışılan alelade bir miras dağıtım yöntemi.
      Kuran eğer “x kişiye 1/6, y kişiye 1/8” dağıtın demiş, ama “belli durumlarda bunu uygulayamazsınız, o zaman da şöyle yaparsınız” dememişse ilk söylediği kesin ve net bir farzdır. Eğer Muhammed yaşarken bu düzeltme yapılsaydı yine problem daha azdı, ama avliye Ömer tarafından Din tamamlandıktan sonra getirilmiş bir güncelleme.

      Mükemmel olan bir şeye niye güncelleme gereksin, ya da güncelleme gerektiren bir şey nasıl olur da mükemmel olarak anılır?

      Gerçi, Kurandaki tek problem bu olsa amenna. Kölelik, pedofili gibi sorunlar varken bu matematik hatası devede kulak kalıyor.

  2. @lovejoy cevabı dört gözle bekliyorum ben de
    @Sani
    1. Kuran’da namazın nasıl kılınacağı anlatılmamış ve peygamberin direktiflerine bırakılmış, o da nasıl kılınacağını göstermiş vs. Burada miras konusuyla uzaktan yakından kıyıdan köşeden bir benzerlik göremiyorum. Namaz kılmak konusunda Kuran bir şekil anlatsaydı ve bu şekil insan anatomisine aykırı olsaydı, 634 yılında birisi çıkıp bu aykırı hareketi başka bir hareketle değiştirseydi nasıl olurdu? (Şimdi kalkıp insan anatomisine ters hareket olur mu Kuranda deme, matematiğe ters olup sonradan düzeltilmesi normal geliyor bu da olabilir.)

    2. İbrahim 2 yıl yaşıyor (630 yılı civarı) ve bunun mirasla ilgili ayetlerin yapıldığı dönem olmadığını biliyorum. Benim bilgisiz olduğumu düşünmen senin kibrinden kaynaklanıyor olabilir. İnanmıyorsa bilmiyor diye düşünüyorsun!! siz ve şu zannlarınız..

    3. Cehennemle ilgili ne demek istedin anlamadım. Benim söylediğimle hiç alakası yok dediklerinin.

  3. @ sani

    Yukarıda size sorulan son derece somut ve net soruları nasıl doğrudan yanıtlamayıp da, bir cümlede özetlebilecek konuyu gereksiz yere uzatıp, cevap veriyor gibi yapmanızı ibretle izliyorum. Acaba ne zaman sizin gibi müminler doğruya “evet doğrudur” demesini öğrenecek acaba? Bunu diyemiyorsunuz, çünkü dediğiniz anda dinden çıkmış olacağınızı hissediyorsunuz, o yüzden boşuna bir çaba ile güneşi balçıkla sıvama gayretindesiniz.
    Şimdi,
    Soru şu: Kurandaki miras hesabında yanlışlık var mıdır, yok mudur? Buna cevap vermek için İslam konusunda derin bilgisi olmaya, fıkıh bilmeye vs gerek yok ki, bu basit bir matematik ve olasılık sorusu. Hiç öyle milyarlarca ihtimal yazılamaz falan diye kıvırmaya gerek yok. Milyarlarca ihtimali bırak, Kurandaki yazılı durumda iki ihtimal söz konusu:
    Ne diyor Kuran’ da:
    “…(Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer kız bir ise (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, geriye bıraktığı maldan, ana babasından her birinin altıda bir hissesi vardır….)

    Buraya kadar sorun yok, 2/3 kızlara, 1/3 de anne babanın ikisine toplam olarak verilmiş, kızların sayısı durumu etkilemiyor, isterse 30 tane olsun. Burada kızlar ve anne baba toplamı 3/3 ediyor. Yani mirasın tamamı paylaştırılmış durumda.

    Eee..
    Peki eşler ne olacak? İşte sana iki olasılık ölenin eşi (ya da eşleri) vardır veya yoktur. Milyarlarca falan değil. Yalnızca iki olasılık!
    Eşi yoksa sorun yok mirasın tamamını zaten kızlara ve anne babaya dağıtmışsın. Peki eşi varsa ne olacak? Şöyle demiş:

    “…Eğer çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır.”

    Yani eşe (ya da eşlere) toplam 1/8 vereceksin. Ama üstteki hesaba göre verilecek miras kalmadı. ne yapman lazım? Tek bir cümle: Kız çocukların mirasından 1/16 anne babanın mirasından 1/16 düşülür ve bunlar eşlere verilir? Bu cümleyi yazmak imkansız mıdır? Bu sorunu halletmeyi Ömer’ e mi bırakmak gerekiyordu? Ne dersin, mükemmel bir kitapta bu kadar basit bir açıklama neden yapılamamış acaba?

  4. @squidward
    milyarda bir işte bu, sırf bunu yazmış olması kuranı namükemmel yapabilir mi? Allah hepimizi doğru yola getirsin de biz kadınlar cennete hurilerle coşan adamları izleyip mutlu olalım. amin

  5. Eee, ne oldu şimdi?

    Sani rumuzlu yorumcunun yerinde ayaz yelleri esiyor. Haydi diyelim bir basit soruya cevap ver(e)miyor. Mahallenini muhteremlerinden, abilerinden, İslami forumlardan da mı cevap çıkartamadı? Bizim gibi ‘akıl nimetinden yoksun’ kafirlere cevap vermek bu kadar mı zor?

    Büyük ihtimalle dünden beri burada yazılıp çizilenleri Zeki Müren’in bizleri gördüğünden çok daha net görüyor ama içimden bir ses diyor ki; belki de sani (aynı rumuzla) bir daha buraya yazmayacak. Kim bilir?

    Oysa kendisi nasıl cevval bir üslupla hodri meydan çekmişti, (kendi tümceleriyle) bir daha anımsatayım:

    sanırım okuduktan sonra bir süre dumura uğrayacak ve durumu (günü) kurtarmak için başka bir takım sorular soracaksın..

    ki onların cevaplarıda mevcut .. 😉

    buyrun beklerim..buradayız efendim

    bunu anlamak çok güç olmasa gerek

    ve lovejoy a sorduğum soruya(akli delil) cevabın varsa alayım..

    başka sorun varmı lovejoy

    E vardı işte sorum. Üç kez de tekrarladım. Görüntü var, ses niye yok?

    Şimdi kimse kusura bakmasın ama gırgırına ben de tanıdık bir üslup kullanacağım:

    ” Sesiniz çok yüksek çıkıyordu sayın sani. Biliyorum ki sesinin bu kadar yüksek çıkmasının nedeni inaçsız insanları hakir görme psikolojisidir.

    Siz eleştirel düşünen insanlara “aptal” demeyi iii bilirsiniz.

    Daha da gelmem şüpheci meleé”

    😆 😆 😆

  6. @ Sani’ ye şu soruyu sormuştum:

    “Yani eşe (ya da eşlere) toplam 1/8 vereceksin. Ama üstteki hesaba göre verilecek miras kalmadı. ne yapman lazım? Tek bir cümle: Kız çocukların mirasından 1/16 anne babanın mirasından 1/16 düşülür ve bunlar eşlere verilir? Bu cümleyi yazmak imkansız mıdır? Bu sorunu halletmeyi Ömer’ e mi bırakmak gerekiyordu? Ne dersin, mükemmel bir kitapta bu kadar basit bir açıklama neden yapılamamış acaba?”

    Cevap gelmedi, ben vereyim bari cevabı:

    7. yüzyıl çöl tüccarı kafasıyla yapılan hesap ancak bu kadar oluyor da ondan.

  7. Sani – ni – ni – ni – i – i – i!!!
    Sani – ni – ni – ni – i – i – i!!!

    Saaaağ-niiiiiiiiiiğ – i – i – i!!!

    Vaaay anasıni sayın seyirciler. Bu mekân da amma eko yaptı ha!

    Teşbihte ve matematikte hata olmaz. Gökten ‘inen’ kitaplarda olur mu, ona karar vermek de size kalmış. :mrgreen:

  8. “zira eğer inanmadığınız halde inanıyormuş gibi yaparsanız Tanrı sizin sahtekarlığınız görecektir.”
    Evet % 100 haklısınız…
    Buna münafıklık denir zaten bu sebeple
    “dinde zorlama yoktur” denmiştir..

    Buna uymayan uygulamalar varsa; onlarda şekilci insanların sadece baktıklarını görmeleri neticesiyledir.

    Bertran Russell öldüğünde;

    “yeterli kanıt yoktu Tanrım, yeterli kanıt yoktu” 🙂 diyecekmiş..

    oda herhalde şöyle der..

    ” Doğru yere baksaydın kanıtı görürdün.
    Sapladın bakışlarını bir noktaya hipnotize ettin kendini…
    bir şey de göremez oldun ışıktan başka ” 🙂 🙂 🙂

  9. 🙂 geçikmiş olmamı haklılığınıza delil saymanız sevinip avunmanız hatta taklalar atarak haykırmanız saniii nerelerdesin diye seslenmeniz ne acaaibb

    bloğunuza katılmam ve sorularınıza cevap vermede geçikmem sizi epey mutlu etmiş anlaşılan 🙂

    bakınız ortalama zeka seviyesine sahip her bireyin rahatlıkla anlıyacağı meselede bu kadar ısrarcı olmanız ..arapçadan yana ve din konusundaki cehaletinizle kalkıp mealden din eleştirisine girişmeniz de ayrıca enteresan

    ne demek fıkıh bilmeye gerek yok

    feraiz ilmi fıkıh dalının en geniş ve önemli alanını teşkil eder

    feraiz nedir biliyormusunuz..

    ah sizin şu niteliksiz ,bilgisiz, mealden kuran eleştiriniz..yokmu..

    fıkıh olmadan din olmaz beyler 🙂

    ama tabi sizin bu noktaları bilme ve önemseme dikkate alma gibi yükümlülükleriniz yok 🙂 neden olsun ki hata bulmaya şartlanmış beyinler ne kural tanır ne usül ne fıkıh ne feraiz ..bu pervasızlık neden acaba 🙂

    kuranda matematik hatası yoktur 🙂

    avliyeye saldırmanızda bu sebebledir ..avliyenin neden var olduğunu anlaşılır şekilde izah etmiş olmamı neden görmezden geliyorsunuz 🙂

    @squidward “eğer” kaydı ile biribirinden ayrılmış dağıtım tablolarını cem etme ..metne sadık kal

    o istihza yoluyla andığın “tüccar kafası” bile sende yok 😀

    reverend lovejoy ÖRNEK AL o meseleyi anlamakta sıkıntı çekmedi metne sadık kaldı ..senden de bu erdemi beklerim

    ilgili ayetlerde açıkca “eğer ” kaydı var dağıtım birbirinden bağımsız şekilde yapılmıştır kurnzlığa lüzüm yok !!

    verdiğin örnekle haklı çıktığına mı inanıyorsun

    bak sana bir örnek 🙂

    Ana-baba bir kız kardeş; 3/6

    Baba bir kız kardeş: 1/6

    Anne bir erkek kardeşlerin her biri: 1/6 (toplam 2/6)

    Anne: 1/6

    Bu durumda paylar/hisseler toplamı 7 olduğu halde payda 6’dır..

    çoğaltayımı örnekleri :))

    gördün mü bu örnekte olduğu gibi yüzlerce binlerce hatta milyonlarca ihtimal söz konusu 🙂

    sana göre iki kelime ile çözülecek bu mesele 🙂 milyonlarca ihtimali barındırıyormu barındırmıyormu ?

    milyonlarca ihtimal için milyonlarca ayet mi nazil olmalıydı

    yahu bu kadar basit rahatlıkla anlaşılır bir durum ..

    nasıl olurda kavranamaz ..anlamak mümkün değil..

    demek mesele iki kelimeyle sınırlandırılamaz ..milyonlarca milyarlarca ihtimali barındırır..

    hissedarların alacağı paylar önceden belirlenmiştir ve fakat murise (miras bırakana) hangi hissedarların mirasçı olacağını belirlemek ve taksimatı ona göre tayin etmek gibi bir şans hiçbir zaman olmaz..

    olur diyen varsa beri gelsin :))

    bana izah etsin ..

    işte avliye bu sebeble gereklidir akla mantığa uygundur dinde asla dayanması nedeniylede makbuldür..

    şüpheci melek köleliğe ve aişenin yaşı konusunda bu mesele açıklığa kavuştuğunda değineceğiz..

  10. @sani,

    “fıkıh olmadan din olmaz beyler” demişsin,

    Allahın da demiş ki

    Zuhruf Sûresinin 2,3. Apaçık Kitab’a andolsun ki, iyice anlayasınız diye biz, onu Arapça bir Kur’an yaptık.

    Yâsîn Sûresinin 69 .Biz o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.

    Hicr Sûresinin 1 .Bunlar, kitabın ve apaçık olan Kur’an’ın âyetleridir.

    • Cevap basit: İlkokul mezunu bir insanın önüne apaçık ve sade, basit bir dille yazılmış integral kitabı verirsen anlamaz. Teşbihte hata olmasın ama evet Kur’an apaçık indirilmiştir, tüm insanlığa hitap eder fakat yaratan kitapta yazılanları yaşasın, örnek olsun, topluma öğretmen olsun diye elçilerini göndermiştir. Peygamberlerin gönderilmesi kuranın apaçıklığını gölgelemez..Biz neden üniversiteler kuruyoruz o zaman kitaplar var, herkes açsın okusun, öğrensin. Umarım doğru anlatabilmişimdir..Saygılar

  11. şüpheci melek uzun süren bir aradan sonra tekrar berberiz

    hata olmadığı apaçık ortada gelelim diğer sorularına ilki kölelik

    islamda kölelik evettt tıpkı matematik hatası saçmalığında olduğu gibi yine 2 link verecek okumanızı bekleyecek ardı sıra sorunuz olursa yanıtlmaya çalışacağım

    lütfen hariçden gazel okunmasın öncelikli muhattabım şüpheci melekdir

    http://semerkanddergisi.com/islam-ve-kolelik/

    http://semerkanddergisi.com/islam-ve-kolelik-ii/

    lütfen önyargı ile değil anlamaya çalışarak okunsun zira haybeye kelam edip vakit israfı sinir boşalması yaşamayalım 😀

  12. Bilimde kabul görmüş bir tanının üzerinde duran sayısız bilim adamı aynı sonuca rahatlıkla çıkabiliyorken. 600lü yıllarda gökten geldiğine inanılan kitap hala zihinlerde soru işareti bırakabiliyor ve hatta sayısız bilim adamı bu kitap üzerinde aynı payda altında toplanamıyorsa, bunun iki açıklaması, ya kitap yanlıştır yada tanrı bizle dalga geçiyodur. Yanlış bir kitapla işimizin olmayacağı ayrı bir konu , laubali bir tanrıyla uğraşmak zulümlerin en büyüğüdür. Burada yada başka platformlarda bu konu arap saçına dönmüş her insan okuduğunda başka bir anlam çıkarmıştır, üzerinde durduğumuz 1400 yıl heba olmuş ve daha fazla üzerinde durulacak bir konu olmaktan çıkmıştır.

    Fakat hala bu konu üzerinde durmak isteyenler tabiki vardır ilerde de var olacaktır. Bu insanların şuana kadar kullandıkları elektrik, nükleer enerji, telefon vb. buluşların gelecekte de olabileceğini ve olduğunu düşünmelerini. Kendileri gibi insanların böyle bir şeyi bulamayacak kapasitede olduğunu kendilerini düşünmüyorlarsa da gelecek kuşaklarda cocukları hatta torunlarının kendileri gibi ferah icinde olmalarını etkilememesi icin bu insanların kendi kapalı psikolojik ruhani hayatlarına dönmelerini ”böyle geldik böyle gideceğiz” düşüncesiyle bari insanoğlunu bir adım ileri taşıyabilecek kişilere ayak bağı olmamalarını diliyorum.

    Not: Sanırım gerizekalı seviyesinin bir tik üstünde duran herkesin anlayabileceği şekilde yazmışımdır. Buna da ileri geri seviyesiz saçma sapan bir yorum üretebilen bir beyinin var olduğunu düşünmek istemiyordum ama ne yazık ki düşündüm ve böyle bir dipnot düşmeye karar verdim. Hiç kimse sizi hor görmüyor aşağılamıyor yada kişiliğinize dil uzatmıyor. Sizleri zekisiniz yada çok tatlısınız diye kabullenmiyoruz veya sabretmiyoruz. Sadece içimizde olan insan sevgisinden dolayı sizelere katlanıyoruz. Sınırları zorlamamanız dileğiyle.

    Sevgiler

Leave a comment